Meşher Sergi: Ben Kimse. Sen De Mi Kimsesin?

Bugün sizlere İstanbul, Beyoğlu'nda 14 Eylül-12 Şubat arasında gezebileceğiniz, sanatı farklı formlarda görebileceğiniz bir sergiden bahsedeceğim. Sergiyi pazartesi hariç 11.00-19.00 saatleri arasında ücretsiz gezebilirsiniz. Küratörlüğünü Selen Ansen'in üstlendiği sergi, Emily Dickinson'un ''Ben hiç kimseyin! Peki sen kimsin?'' şiirinden hareketle isimlendirilmiş. 44 farklı sanatçının eserlerini görebileceğimiz grup sergi imgeler, yaşanmışlıklar, anlatılar gibi birçok tema üzerinde şekilleniyor. Aynı zamanda sergi Ekho ve Narkissos'un aşk mitinde arzuyu oluşturan sen ve ben kavramlarından esinlenerek kurgulanmış.
Sizlere Meşher'de beni en çok etkileyen sanatçılar ve eserlerinden bahsetmek istiyorum: Serginin zemin katında Yaşam Şaşmazer'in ''Kalanlar'' eseri ile karşılaşıyoruz. Doğal parçalar kullanarak oluşturduğu beden parçaları kendi atölyesindeki raf düzeni ile sergiye konumlandırılmış. Kalanlar'da da Ekhi ve Narkissos'un miti ile karşılaşıyoruz, bu eser ise mitteki yok oluştan ilham alıyor. Raflarda bulunan parçalar kusurları, hataları, eksik yönleri ile sergileniyor ve bu noktada eser bana insana ait veya insan yapımı olan parçaların aslında mükemmeliyetten uzak olabileceğini, birden fazla değişime uğrayarak kusurlu hali ile de güzelliğini ifade edebileceğini gösteriyor. Parçalar kişiye değer ve değersizlik üzerinde düşürdürtmeyi amaçlıyor.
Serginin ikinci katında ise Koray Ariş'in soyut heykellerini deneyimleyebiliriz. Heykeller zemine sabit ve ahşap ile oluşturulmuş, boşlukları gergin deri ile kaplanmış. Ahşap ve derinin Koray Ariş'in ağırlıklı olarak kullandığı malzemeler içerisinde olduğunu söyleyebiliriz. Dışardan heykellere baktığımızda katı duruşları ve yumuşak bir dokuya sahip olduklarını görebiliyoruz. Fakat bu katı duruşa rağmen heykellere temas ettiğimizde çeşitli sesler çıkarıyorlar ve heykellerin performatif özellikleri öne çıkıyor. Sergilendikleri mekanın mimari özelliklerine ve ısısına göre heykellerin çıkardıkları sesler değişiklik gösteriyor. Heykele temas eden kişinin verdiği ritmi dışarı yansıtıyor. Sanatçı insan ile insan olmayanın iletişimini öne çıkarıyor.
Laurence Demasion'un analog fotoğraflar ile oluşturduğu siyah beyaz fotoğraf sergisi de Meşher'de yer alıyor. Fotoğrafların yanı sıra başka sanatçıların video formunda oluşturduğu eserleri de görebiliriz. Bu fotoğraf sergisini sanatçı kendi otoportreleri ile oluşturmuş, kendisi hem nesne hem de özne olarak yansıtmış. Altı otoportreden oluşan Psikeler adlı eserde ifadelerin üzerinde siyah lekeler bulunuyor. Bu lekeler sanatçı için kan fışkırmasını ifade ediyor. Fotoğraflar, adını ''psike'' yani Yunanca ''ruh'' kelimesinden aldığı gibi bize de ifadelerin arkasında yatan gerçekliği ve ruhsallığın görünmeyen yüzünü gösteriyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Resimde Guaj Kullanımı ve Guaj Teknikleri

Bauhaus